18 Eylül 2010 Cumartesi

Diyarbakır yakın çevresinde gezilecek yerler

Doğunun kendine özgü mistik havasını hala hissedebileceğiniz yerlerden biri Diyarbakır. Sur içindeki bölgelerde gezdiğimde ben hep acaba iki, üç yüz yıl önce buralarda kimler gezerdi diye düşünürüm. Şalvarlı insanları, atları ve at arabalarını gözümün önüne getirmeye çalışırım. Çocukluğumdan hayal meyal hatırladığım faytonların yolları doldurduğunu düşünürüm. Buraya kadar gelirseniz Diyarbakır dışında bu bölgede görebileceğiniz çok ilginç yerler var. Bunların en önemlileri tabii ki Mardin ve Hasankeyf.

Mardin Diyarbakır'a 1 saat uzaklıkta. Bu şehre bundan on yıl önce ilk defa gittiğimde kendimi başka bir ülkeye gitmiş gibi hissetmiştim. Şehrin 3 km dışındaki Deyrü’zzafaran ( ya da Deyrulzafaran) Manastırı, bir tepenin üzerinde kurulu Mardin evleri, telkari sanatının örneklerini görebileceğiniz gümüşçüler, hepsi çok güzeldi.

Midyat'a kadar uzanırsanız bu kez Deyru’lumur (Mor Gabriyel) Manastırını ve tarihi evleri görme imkanınız olacaktır. Bu yapılardan birinin karşısında durup etraftaki modern çağın simgelerine gözlerinizi kapatırsanız kendinizi yüz yıllarca öncesinde hissedebilirsiniz.


Hasankeyf Diyarbakır arası 1,5 saat kadar. Buraya Batman'dan geçilerek gidiliyor. Hasankeyf'i anlatmaya gerek var mı bilmem. Zaten sağ olsun Tarkan yeterince reklamını yapıyor. Aslında burası küçük bir kasaba. Çok klişe bir söz ama buradaki birçok yer gibi yabancıların elinde olsa tüm dünyanın tanıyacağı bir yer. Aslında Mardin, Midyat ve Hasankeyf'i birlikte gezmek isterseniz Hasankeyf'ten sonra Batman'a dönmek yerine Gercüş üzerinden Midyat'a geçip (sanırım 40-50 dk kadar) oradan da Mardin'e gidebilirsiniz.



Eğil yeni yeni tanınmaya başlanan bir yer. Diyarbakır-Elazığ karayolundan 25 km kadar gittikten sonra Eğil yoluna sapıyorsunuz. 20-25 km daha gidin. Eğil ilçesi karşınızda. Burası niye mi ünlü. Eğil'e binlerce yıllık tarihinin kazandırdıkları Dicle Barajı'nı çevreleyen surları, kral mezarları, kümbetleri ve 8 peygamber mezarı. Yöre halkı buraya Peygamberler Diyarı da diyor. Asur Kalesi'nden Kral mezarlarına kadar görülmeye değer çok sayıda yere sahip Eğil doğa sporlarıyla da turistlerin ilgisini çekmeyi hedefliyor. Eğil hakkında daha ayrıntılı bilgiyi bu yazımda bulabilirsiniz.

11 Eylül 2010 Cumartesi

Diyarbakır'da Eylül

Sonbahar bu şehirde insanların özlemle bekledikleri bir aydır. Aylar süren cehennem sıcakları nihayet biraz azalır. Uykuları bölünmeden uyumaya başlar sonbaharla birlikte insanlar burada. Eylül ayının ortalarına kadar da yaz bir gidecekmiş gibi yapar, bir kalmaya karar verdiğini hissettirir. Oyun oynar bizlerle. Bu yıl da böyle işte.

Bu gün 11 Eylül. Birçok özelliği var bu günün. Hem bir bayram günü. Hem çok önemli bir referandumdan önceki son gün. Hem de dünyanın sarsıldığı bir günün yıl dönümü. Televizyon, internet falan derken dünya koca bir köy gibi oldu. Binlerce kilometrelerce ötede olan olay birkaç dakika sonra bizi etkilemeye başlıyor. Eskiden mahalledeki Ayşe ablanın ne giydiğini konuşan kadınlar şimdi oyuncuların kıyafetlerini konuşuyor. Oysa yıllarca önce Ankara'da olanlar ancak bir hafta, on gün sonra duyulurmuş. Hiç unutmam yıllar önce bir köyde on gün geçirmiştim. O köyde ne televizyon yayını, ne telefon, ne gazete hiçbir şey yoktu. Hiçbir haber dinlemeden geçen on gün. Kimsenin beni orada bulmasına da imkan yoktu. Şimdi artık öyle bir ihtimal yok. Nereye gidersem gideyim insanlar bana cepten ulaşıp herşeyi anında bildiriyor. Kısaca biz burada herşeyi okuyor, görüyor ve yaşıyoruz. Ama dışarıdan Diyarbakır'a bakan insanlar buradakileri başka bir dünyada sanmaya devam ediyorlar.