Bunu ilk defa itiraf ediyorum. Ne zaman “çünkü” kelimesini
yazsam bir suçluluk hissediyorum içimde. Neden mi? İlkokul yıllarıma dayanıyor
bu. Bir gün öğretmen tahtaya bir şiir yazmamızı istemişti. Arkadaşım Kamile
yazıyor, ben de çabuk yazması için ona şiiri okuyordum. Kamile'nin yazdığı “çünkü” kelimesinin
doğru olmadığını düşündüğüm için düzeltmesini istedim. Bence doğru yazımı “çünki”
olmalıydı. Kamile itiraz ettiyse de yumuşak başlı yapısıyla düzeltmeyi kabul
etti. Biraz sonra öğretmen gelip yazımın yanlış olduğunu söylediğinde ne yaptım
sizce? “Öğretmenin ben söyledim ama Kamile öyle yazdı.” dedim. Kızcağız öyle
zavallıydı ki sesini bile çıkarmadı. Neden yaptım bunu hiç bilmiyorum.
İlkokul bittikten sonra başka mahallede oturan bir
akrabamızı ziyarete gittik. Nereden söz açıldı bilmiyorum, akrabamız, Kamile'nin
o sokakta oturduğunu söyledi. Hatta yandaki evde oturuyordu. Hemen koştum. Çok iyi
bir kızdı. Zaten ona karşı hala suçlu hissediyordum kendimi. Yan evin avlusunda
gördüklerimi hiç unutamadım. En fazla 12 yaşında olan Kamile evlenmiş, kapkara
elbisesi, başında kapkara örtüsü ile avluda evin gelini olarak iş yapıyordu. Neden
simsiyah giyindiğini bile bilmiyorum hala. Konuşmaya çalıştım ama her zamanki
sessiz tavrıyla bir iki kelime edip sustu. İşte ne zaman çünkü kelimesini
yazsam hüzünlenmemin nedeni budur. Sonra bir daha görmedim onu. Kamile ne oldu
acaba? O günden yaklaşık 15 yıl sonra evlendim ben. Acaba kızcağız neler yaşadı
o küçücük haliyle. Bugün ilkokuldan hatırladığım tek arkadaşım o örgülü
saçlarıyla çocuk gelin Kamile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder