17 Ağustos 2010 Salı

Dicle Üniversitesi

Diyarbakır'ın tek üniversitesi durumunda olan bir eğitim kurumu Dicle Üniversitesi. Neredeyse her fakülte binasının yapımını tek tek hatırlıyorum. Bundan yıllarca önce 80'li yıllarda ilk defa görmüştüm Dicle Üniversitesi kampüsünü. O zamanlar sadece 10-12 katlı Tıp Fakültesi ve aynı binanın en alt katında bulunan Diş Hekimliği Fakültesi'nden oluşuyordu. Diyarbakır'la üniversite arasında yaklaşık 20 km bulunduğu için dolmuşla gitmiştik. O zamanlar kimse üniversite demez "Fakülteye gidiyorum" derdi hastaneye gideceğini söylemek için. Sonra her gittiğimizde yeni bir binanın eklendiğini gördük. Bugün koskoca bir kampüs var artık. Şehirle üniversite arasındaki mesafe yeni köprünün yapımından sonra 5, 6 km'ye kadar düştü. Bazı sorunlar var tabii. Bazı fakültelerin diğerlerinden 2 km uzağa yapılması öğrencilerin ulaşımda sıkıntı çekmelerine yol açıyor mesela. Ama yine de bu şehir için üniversite çok önemli. Öğrencilerin hem şehre renk getirdiğini hem de kazanç sağladığını düşünüyorum. İyi ki bir üniversitemiz var.
Bu arada üniversitelerden bahsetmişken Taraf Gazetesinde Sivilay Abla köşesinde okuduğum bölümleri eklemek istiyorum.

"Her üniversite mezunu aynı donanımda olmadığı gibi, bir üniversitenin her mezunu da aynı değil. Üniversiteleri boy boy musluklar olarak düşün. Musluklardan akan su dersler, konferanslar, etkinlikler, projeler yani üretilen bilgilerdir. Bu muslukların birinden kol gibi akabilir, diğerinden serçe parmağı kadar. Ancak mühim olan musluk değil, senin kapasitendir. Kol gibi suyu olan üniversitede bir litrelik kapla dolaşırsan mezun olduğunda bir litre suyun olur. Eğer serçe parmağı kadar su akan bir üniversitede bir varilin olursa dört yılın sonunda bir varil suyun olur. "

Bence artık günümüzde üniversitede okuyan gençlerin aynı anda en az bir yabancı dil öğrenmeleri, bilgisayar kullanmayı çok iyi bilmeleri (facebook sayfasını güncellemek değil, web sayfası hazırlama, word excel falan), ne bileyim araba kullanmayı falan öğrenmeleri lazım. Yoksa her yıl birçok insan mezun oluyor. Eğitim sistemimiz de malum. İlkokuldan üniversiteye test çöz dur.

Şu anda Dicle Üniversitesi'nde çok iyi işlediğini bildiğim bir program var mesela. Erasmus programı. Bu program sayesinde mezun olmadan birkaç Avrupa ülkesini görebiliyor, 1 veya 2 dönem oralarda okuyabiliyorsunuz. Bunları da iyi kullanmak gerekir. Bütün bunlar mezun olduğunuzda öz geçmişinize yazabileceğiniz şeyler. En iyisi üniversitede okurken bir yandan da öz geçmişinizi doldurmaya çalışmanız. Alanınızla ilgili staj imkanlarını araştırın örneğin. Öğrenciyken staj yapmaya çalışın. Benden söylemesi. Yoksa hangi üniversite olursa olsun, birkaç bölüm hariç elinizde sadece bir diploma ile mezun olursanız iş bulma ihtimaliniz zayıf. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder